Gaps Bağırsak ve Psikoloji Sendromu Nedir?
Kendisi bir nöroloji doktoru olan Dr. Natasha Campbell-McBride 2014 yılında çıkmış kitabı ile ortaya atmış olduğu Gaps bağırsak ve psikoloji sendromu terimi oldukça ilgi gördü. Gaps bağırsak ve psikoloji sendromu ‘nun mucidi Dr. Natasha Campbell-McBride Norölojik hastalara özel bir hastanede çalışırken gelen hastaların hepsinde nörolojik rahatsızlığın yanında sindirim problemleri de olduğunu farketmiş. Hücresel yapılanmamızın %90’ı bağırsak floramızdan etkilendiğine göre bağırsak ile beyin arasında mutlaka bir bağlantı olması gerektiği kanısına varmış.
Geçirdiğimiz her hastalığın kaynağının bağırsak florası olduğunu söyleyen Dr. Natasha Campbell-McBride bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri, mikrop, mantar, solucan olduğunu söylüyor. Bu organizma içinde yararlı ve zararlı bakteri ve mantarlar sürekli birbirini kontrol ediyor. Sağlıklı bir insanda yararlı bakteriler daha üstün olduğu için zararlı bakterileri kontrol edip onların çoğalmasını yayılmasını engelliyorlar. Bu denge bozulduğunda ise hastalıkların oluşumuna zemin hazırlanıyor.
Kullandığımız antibiyotikler ve ilaçlar kötü bakterilerin yanında yararlı bakterileri de öldürüp bağırsak florasındaki dengeyi bozuyor. Zararlı bakteriler çoğalıp florayı ele geçiriyor ve hastalıklara sebep oluyorlar. Bağırsak florasının tekrar dengeye gelmesi haftalar hatta aylar sürüyor. Kabaca ifade edecek olursak bağırsaklarımız ikinci bir beyin olarak çalışıyor ve tüm yaşamsal faaliyetlerimiz üzerinde etkisi tahmin ettiğimizden daha fazla.
Tek sorun olarak antibiyotikler görülmemeli. Çocuğunu anne sütü yerine mama ile besleyen bir anne ya da hamilelik sırasında yaptığı kimsayal yüklenmeler de çocuğunun toksin yüklenmesi ile doğmasına neden oluyor.
Gaps Bağırsak ve Psikoloji Sendromu ‘nun Nedenleri Nelerdir?
Antibiyotikler sadece ciddi hastalıklarda kullanılmalı, en ufak bir hastalıkta direk antibiyotiklere yönelmek doğru değil. Günümüzdeki hastalıkların birden bu denli artması tam olarak antibiyotiklerin keşfinden sonrasına denk geliyor. Gereksiz antibiyotik kullanımı çoğu hastalığın temel sebebi olarak görülüyor. İlaçların kullanımının bu kadar yaygın olmadığını 25 sene önce her onbin çocukta bir görülen otizm hastalığı günümüzde 40 çocukta bir görülüyor. Çocuk doğarken birçok genetik seçenekle doğuyor, annenin yediği yiyecekler çevresinden kaynaklı toksik yüklenmeler hangi hücrelerin baskın olacağını belirliyor. MS, otizm, kanser gibi hastalıklar bu sebeple oluşuyor.
Çocuğunun otizm teşhisi almasından sonra araştırmalarına hız veren Dr. Natasha Campbell kendi uzmanlık alanının otizm karşısında çaresiz kalmasını kabullenememiş. Otizm tanısı koyulan çocuklarda bağırsak florasını sorunu olduğunu keşfettikten sonra bunun üzerine yoğunlaşmıştır. Bağırsak florasını iyileştirdiğinde hastalığın da ortadan kalkacağını kanısına varmış ve haklı da çıkmış. Otizm tanısı koyulan çocuğu şu an 21 yaşında sağlıklı bir birey olarak üniversite eğitimine devam etmektedir. Dr. Natasha Campbell-McBride çocuğunun tedavisinden sonra dünyadaki binlerce otizmli çocuğun iyileşmesi için çabalamaktadır.
Otizmli çocuklar sağlıklı bir beyinle doğar. Bebekler dış dünyaya ait öğrenmelerini duyu organları aracılığıyla yapar. Ancak beslenme ve çevresel faktörlerden kaynaklanan toksinler çocuğun öğrenmesini engeller. Bu da otizmin ortaya çıkmasına neden olur.
Gaps Diyeti ile Otizm Tedavisi Mümkün mü?
Gaps diyeti ile 5 yaşına kadar otizmin tamamen iyileşme şansı vardır. 2 yaşındaki bir çocuk gaps diyeti ile 6 ayda iyileşebilir.
Yediğimiz içtiğimiz besinler bağırsak floramızı oluşturur. Eğer yediğimiz şeylere dikkat edersek bu tür hastalıkların önüne rahatlıkla geçebiliriz. İlaç endüstrisi çok güçlü bir lobiye sahip olduğu için bu tür gelişmelerin yayılması zorlaşıyor.
Gaps Diyeti Nedir?
Gaps diyetini tam olarak anlamak ve uygulamak için Dr. Natasha Campbell-McBride’in yazdığı Gaps Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için doğal tedavi yöntemi kitabını okumak gerekiyor. Fakat genel bir çerçeve çizecek olursak;
Geleneksel tarım yöntemlerine dönmemiz gerekiyor. İçtiğimiz süt pastorize olmamalı. Yediğimiz hayvanların kimyasalla beslenmediğine emin olmalıyız. İşlenmiş gıdalardan, pakete girmiş her türlü yiyeceği tüketmekten kaçınmalıyız. Yiyeceklerimizi temin etmek için süpermarketlere değil, köylere kırsallara yönelmeliyiz. Gereksiz ilaç kullanımından, aşırı şeker tüketiminden uzak durmalıyız. Fırından aldığımız ekmekte dahi zararlı birtakım maddeler mevcut. Tamamen Organik beslenmeye dikkat etmeliyiz.
İlaçları Tamamen Hayatımızdan Çıkarmalı Mıyız?
İlaçların hayatımızdan tamamen çıkarılması doğru değil fakat uzun süren kronik hastalarda doktorlardan çok babaannemiz yardımcı olabilir. Güneşe çıkın, doğal beslenin. Kimyasallardan ve çok gerekli olmadıkça antibiyotiklerden uzak durun. Doğa sizi iyileştirebilecek güce sahip. Doğaya inanın. Modern tıp ile ilaç endüstrisi birlikte çalışıyor. Bir hastalığın semptomlarını bastıran ilaç başka yan etkilere sebep oluyor. Bu sefer başka ilaçlar yazılması gerekiyor. Bu böyle domino taşı misali devam ediyor. Bu yöntemle 10 bin kişi tedavi oldu ve her geçen gün bu sayı artıyor.
Gaps Bağırsak ve Psikoloji Sendromu yazımız umarım faydalı olmuştur.
Bu yazılara da göz atabilirsiniz.