Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Anksiyete (kaygı) insanların birçok durumda yaşadığı ve yakından tanıdığı korkuyu andıran yoğun bir histir. Hastalık seviyesinde olmayan anksiyete stres oluşturan durumlara karşı vücudun otomatik bir tepkisi olarak düşünülebilir. Normal düzeyde kaygı insanın yaşamını sürdürmesi için oldukça gerekli ve mantıklı bir duygudur. Tehlike anında veya harekete geçilmediğinde kötü sonuçların oluşacağı durumlarda insanı harekete geçirir. Yaygın anksiyete bozukluğu ise bu kaygının gündelik yaşantılarda hemen her olayda yaşanmasıdır. Örneğin eşinin işten gelmesini beklerken yolda başına kötü bir şey geleceğini düşünen ve aklında kötü senaryolar üreten, bundan dolayı yaşadığı kaygının o bekleme anında nefes darlığı, işlerini erteleme gibi davranışlara dönüşerek kaygılanan bir insanı düşünebilirsiniz.
Kişiyi doktora götüren ya da yaşadığı anksiyetenin bir hastalık olduğunu insana düşündüren şey, kaygının beklenenden daha şiddetli olması, uzun sürmesi ve kişinin günlük hayatıyla birlikte işlevselleğini etkilemiş olmasıdır. Kişi kaygısını birazdan bir felaket olacakmış, çok kötü bir haber alacakmış gibi sebebi belirli olmayan bir endişe duygusu ile yaşamaktadır. Bu ruhsal acının ve patolojik kaygı duygusunun en ağır bedensel acılardan bile daha rahatsızlık verici olduğu düşünülmektedir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Yaygın Anksiyete Bozukluğu DSM 5 tanı ölçütleri kitabında belirtilerine bakıldığında Yaygın Anksiyete Bozukluğu tanısı konabilmesi için;
- En az 6 ay süreyle, hemen her gün, birçok olay ya da etkinlik hakkında aşırı kaygılanma ve kuruntulara kapılma evhamlı olma
- Kendini kuruntulara kapılmaktan alıkoyamama
Ayrıca bu iki özellik ile birlikte aşağıdaki belirtilerin en az üçüne sahip olmak olarak belirtilmektedir.
- Huzursuzluk, aşırı heyecanlı olma ya da endişe (sürekli diken üstünde olma)
- Kolay yorulma
- Düşüncelerini odaklayamama ya da zihnin durmuş gibi hissedilmesi,
- Küçük uyarıcılara aşırı tepki gösterme davranışı
- Kas gerginliği
- Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta güçlük çekme, huzursuz ya da dinlendirmeyen uyku)
Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalara bakıldığında genel bir huzursuzluk ve tedirginlik görülür. Günlük hayat değişimlerinde ve de insan ilişkilerinde fazlaca endişeli kişilerdir. Fazla ve sürekli endişe ve stresten dolayı davranışlarında dikkatsizlik ya da unutkanlık görülebilir. Çoğu hastada sürekli içinde bulundukları durumun kötü sonuçlanacağına dair bir inanç vardır. Bu psikolojik belirtiler kalp atışı hızlanması, tansiyon yüksekliği, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, terleme, tüylerin diken diken olması, nefes almada güçlük gibi fiziksel belirtilere yol açabilir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Yaygın anksiyete bozukluğu olanlar ne yapmalı? ya da Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmezse ne olur? gibi sorular okurlar tarafından sorulabilir. Anksiyete bozukluklarında en çok kullanılan tedavi yöntemi antidepresan ilaç kullanımı ve psikoterapi uygulamalarıdır.
Yukarıda yazılan belirtilere sahip olan kişilerin bu endişe ve kaygı durumu günlük yaşamı etkiliyor, kişi işlerini yerine getirmekte ve endişelerini kontrol etmekte zorlanıyorsa mutlaka bir uzmana görünmelidir. Fiziksel belirtileri ve psikolojik belirtileri teşhis edilerek gereken tıbbi ve psikolojik yardımı alması sağlanmalıdır.
Aşırı düzeyde olmayan kaygılar ise stres yönetimi, gevşeme egzersizleri ve olumlu düşünme teknikleri kullanımı, egzersiz ve sosyal destek ile azaltılabilir ve kişinin hayatında pozitif yönde ilerleme sağlanabilir.
Endişe Erteleme Yöntemi
Kaygı verici durumlar ile mücadelede erteleme oldukça işe yarayan bir yöntem olarak bilinmektedir. Kaygı verici bir duruma odaklandığınızda bu durum zihinde dallanıp budaklandıkça artık içinden çıkılamaz durumlara geldiğinde aşağıdaki üç adımı uygulamaya çalışın.
- Kaygılarınızı düşünmek için bir yer ve zaman belirleyin. Kaygınızı belirli bir zamana hapsetmek için kendinizle baş başa kalacağınız ve size kaygı veren durumları düşüneceğiniz bir zaman dilimi oluşturun.
- Kaygıyı ertelemek. Gün içerisinde kaygı ve endişe verici duygular aklınıza gelmeye başladıkça bunları kısaca not alın. Not edip gününüze devam edin. Bunu düşünmek için ve kaygılanmak için ayırdığınız bir zaman olduğunu kendinize hatırlatın.
- Kaygı zamanınızda listenize odaklanın. Belirlediğiniz saat geldiğinde eğer listedeki düşünceler sizi hala endişelendiriyorsa artık bu zaman diliminde endişelerinizi düşünebilirsiniz. Endişeleriniz ile ilgili bir risk analizi yapmaya çalışın ve çözümleyin. Listedeki şeyler önemini yitirdiyse onları tekrar düşünmeyin. Endişeleri ertelemek etkili bir yöntemdir. Başka şeylerle uğraşmaya devam ettiğinizde endişeye kapılma alışkanlığınız ortadan kalkar. Tek yapmanız gereken ise ayırdığınız zaman dilimine yani sonraya ertelemek.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Uzun süren ve tedavi edilmeyen anksiyete uzun vadede kalp-damar hastalıkları, hafızayla ilgili problemler, bağışıklık sisteminin zayıflaması, mide ülseri, bağırsak hastalıkları ve kas ağrıları oluşmasına sebep olabilir. Anksiyete tedavi edilmezse vücudun her organında hastalık oluşmasına yol açabilir. Uyku ile de doğrudan ilişkili olduğundan anksiyete tedavi edilmezse insan hayatında can sıkıcı durumlara yol açabiliyor.
Kaygı, endişe ve stres gibi psikolojik kaynaklı ağrılar ile ilgili olarak Psikojenik Ağrı Nedir? yazımızı okudunuz mu?
Panik Atak Nedir? Belirtileri Nelerdir? yazımıza göz atabilirsiniz.
Erteleme yöntemini deneyeceğim.